Bir Anneye Kızından Mektup

Sevgili okuyucularım bilirler. Daha önce "Bir Annenin Kızına Mektubu" başlığı ile kızıma bir doğum günü mektubu yazmıştım. Mektubu okuduktan sonra kızım (Başak) yoğun duygular yaşayarak göz yaşlarına hakim olamadı.  Onun yaşadığı yoğun duyguları bertaraf etmek yine bana düştü. Kızıma mektubumda da belirttiğim gibi Başak'ımı anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır. Güzel kızım yazdığım mektubu karşılıksız bırakmayıp "Anneler Günü" nde oda bana bir mektup yazmış.

Ayrıca benim yaşam kaynağım bir değil iki tane. Anneler günü hediyesi olarak aldığım zarfın içinden bir değil iki mektup çıktı. İkincisi ise Elif"im tarafından yazılmıştı. Elif"imi anlatmak için ayrıca bir mektup yazıp sizlerle paylaşmak istiyorum. Kuzularıma bir ömür boyu sağlık ve mutluluk diliyorum.
Bir anne olarak kızlarımın kaleminden dökülen övgülere layık olabilmek için bütün gücümle çalışıp çabalayabilecek gücü vermesi için Allah'a bol bol dua ediyorum.

Kızlarımın duygu dolu, mis kokulu mektuplarını olduğu gibi kaleme alarak gurumu, sevincimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gözümün nuru, gönlümün süruru, biricik sultanım,

Bu güne kadar yaptığım her şeyde, her zaman yanımdaydın. Beni destekledin, mutlu ettin. Şimdi de yüzünde küçük bir tebessüm oluşması için, bu dizeleri okurken belki gözlerinden birkaç damla mutluluk göz yaşı süzülür diye kalemimi kağıtla buluşturdum.
Anneler günün kutlu olsun validem. Şu ana kadar benim için hep en iyisini istedin. Aldığım her kararda, attığım her adımda beni destekledin. Hata yaptığımda bana doğru yolu göstermek için, düştüğümde elimden tutup kaldırmak için bütün şefkatinle baş ucumda bekledin. Her ne yaparsam yapayım sonunda iyiyi, doğruyu seçeceğime hep inandın. Hayatım boyunca içinde bulunduğum her durumda bana güvendin.
Mutlu olduğumda senin o sevgi dolu kollarına atladım. Hüzünlüyken senin omzunda ağladım. Benim geleceğim iyi olsun, ben mutlu olayım diye elinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştın. Bana sevmeyi, değer vermeyi öğrettin.
Sana uygun bir sıfat bulmaya, seni anlatmaya çalışıyorum ama kelimeler intihar ediyor kalemin ucunda. Hepsi biliyor sana layık olmadıklarını, seni tanımlamaya yeterli gelmeyeceklerini. Kalbimin en derinlerinde beslediğim en yoğun duygular sana karşı hissettiklerim.
Bir tanecik annem, benim için yaptığın bütün fedakarlıklar için sana sonsuz teşekkür ve senin gibi bir anneye sahip olduğum içinde Allah'a binlerce kez şükrediyorum.

Sevgilerle,
Seni sevmiş, seven ve sonsuza kadar sevecek olan kızın Başak...



Bir tanecik annem,
Seni çok seviyorum. Sen dünyadaki en iyi annelerden birisin. İyi ki benim annemsin. İyi ki beni sen doğurmuşsun. Anneler günün kutlu olsun. Sana hediyelerin en güzelini vermek isterdim ama seni sana veremem ki..

Ceylanın Elif...
Devamını oku »

Bir Annenin Kızına Mektubu

Bugün “Elektrik Süpürgesinin Bulunma Yıl Dönümü” nü kutladık.

Evet, bugün büyük kızım ilk göz ağrım Başak'ımın doğum günü. Biz farkında olmasak da çocuklar özel hissettirilmeye, ilgi gösterilmeye, özellikle de “Hep En Olmaya” bayılıyorlar. Biz anne-babalar bazen bir çok şeyi yaptığımızı düşünüyoruz ya da yapmaya çalışıyoruz fakat bazen onlara bunu yansıtamıyoruz galiba. Eşim şehir dışında görevde olduğu için küçük kızımla birlikte akşama bir sürpriz hazırlamayı düşünmüştük lakin Başak bizim unuttuğumuzu düşünerek sırasıyla önce babasını, sonra kardeşini ve en son olarak beni telefonla arayarak temiz bir zılgıt çekti.
En ilginç olanı ise beni arayarak “Anneciğim nasılsın” dedikten sonra; “Bu gün elektrik süpürgesinin bulunma yıl dönümü de sana onu hatırlatmak için aramıştım” diyerek telefonu kapatması oldu. Hâlbuki ben sabah erkenden sosyal paylaşım sitesine doğum günü mesajımı yazmıştım.
Tabi bu sözün üzerine bana da bir cevap hakkı doğdu.  İlk aşkıma bir mektup yazmak ve “Elektrik Süpürgesinin Bulunma Yıl Dönümü'nü" ölümsüzleştirmek istedim.  Sevgili kızım seni anlatmaya kelimeler yetmez ama birkaç satırda seni anlatmak gerekirse okumaya devam et..

Mektubuma kızımın Facebook sayfasına yazdığım doğum günü mesajı ile başlamak istedim.
Canım kızım gözümün bebeği iyi ki doğmuşsun, iyi ki benim kızım olmuşsun. Seni çok ama çok seviyorum. Doğum günün kutlu olsun. Nice mutlu yaşlara...

Bu gün 8 Nisan 2015. Tam 13 yıl oldu sen hayatımıza gireli. O günden beri bizim için nefes oldun, hayat oldun, can oldun.
Sana bir itirafta bulunmalıyım ki hamile olduğumu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Anne olmaya hazır değildim. Daha evliliğe bile alışmamışken hayatımıza yeni birinin girmesi beni çok korkutmuştu. Nereden bilebilirdim ki anne olmanın hiçbir şey ile değişilmeyecek bir duygu olduğunu. Senin böylesine büyük bir ödül olduğunu..
Senin varlığını ilk hissettiğimde ise korkular, sevinçler, kaygılar, heyecanlar bir insanın yaşayabileceği bütün duygular aynı anda bütün benliğimi sardı. Zorlu geçen bir hamilelik sürecinden sonra bir Pazartesi sabahı yine aniden hayatımıza giriverdin. Tam 6 hafta erken doğmuştun. Seni ilk kez kuvözün içinde gördüğümde gözyaşlarımı tutamamıştım. Diğer bebeklere göre çok küçüktün.  Miniciktin, korumasız, savunmasız. Seni öpmeye bile kıyamamıştım. Seni sevmek istediğimde parmağımı ellerinin arasına uzatırdım. Minicik ellerinle parmağımı sıkıca kavrayıp bir daha da hiç bırakmazdın. Sana bir şey olmasından çok korkardım.  Babaannen üzülme “Taşın küçüğü büyümez, insanın küçüğü çabuk büyür” demişti senin için. Öyle de oldu. Her şeye rağmen çabuk tutundun hayata, çabucak büyüdün serpildin.
Bildiğim, gördüğüm, tanıdığım en tatlı en güzel bebektin, hiçbir zaman yaramaz bir çocuk olmadın, her zaman sorumluluk sahibi, uslu bir çocuk oldun.
Hasta olup ateşlendiğinde dünyalar başımıza yıkılır, mutlu olup güldüğünde ise evimize çiçek kokuları yayılırdı. Bütün hayatımız sen olmuştun. İlk dişin, ilk kelimen, ilk adımın hayatımızın heyecan kaynağı olmuştu. Attığın ilk adımda sanki olimpiyat şampiyonu olmuş, bana ilk “anne” dediğinde ise destanlar yazmıştın. Seninle ilgili her şey bizi mutlu ediyor, gururlandırıyordu.
Kreşe ilk başladığın günü dün gibi hatırlıyorum. Sen ağlar, benden ayrılmak istemezsin diye hazırlıklı gitmiştim. Kapıda akşama kadar bekleyecektim. Çocukların çoğu ağlayıp sızlıyor, annelerinden ayrılmak istemiyorlardı. Fakat sen öğretmeninin elini tutup koridor boyunca el sallamıştın bana. Anne gitme, elimi bırakma diye ağlamanı, bacağıma yapışmanı beklemiştim. Sen bu durumu çok normal karşılarken bense hayal kırıklığı yaşamıştım. Sanki beni terk ediyordun. Yine de seni bırakıp işe gitmedim. Bütün gün kapıda bekledim. Annesinin bacağına yapışıp ağlayan çocukları ve bir türlü çocuklarından ayrılamayan anneleri izledim. İçeride senin ne yaptığını merak ediyor, öğretmenine sürekli seni soruyordum. Camlı bölmeden içeriye baktığımda ise senin çok mutlu olduğunu ve etrafını keşfetmeye çalıştığını görüyordum.
İlkokula başladığında ise çok kısa sürede okumayı-yazmayı öğrendin. Sınıf panosunda yer alan elma ağacında ilk senin elman kızarmıştı. Bu hep böyle devam etti. Bana bir sürü ilk yaşattın. Sürekli ne istediğini bilen, bilinçli, çalışkan, başarıya doymayan bir çocuk oldun. Bir anneye verilebilecek en büyük ödül oldun. Bana yaşattığın bütün mutluluklar, sevinçler, gururlar için sana sonsuz teşekkürler ederim meleğim. Dilerim hep böyle devam edersin.

Sevgili kızım..
Henüz 13 yaşındasın karşına türlü türlü engeller çıkacak, hayatın boyunca birçok zorlukla karşılaşacaksın ama ben her zaman senin tüm zorluklarla mücadele edebilecek güce sahip alacağına yürekten inanıyorum.
Anne olarak sana nasihatim ise içli dışlı olmadan önce dostlarını şöyle bir ölç tart, senin yol gösterici sandığın kimseler sakın yol kesici olmasınlar.
Bir kadın için hayattaki en büyük değer olan anneliği bana yaşattığın için sana milyonlarca teşekkür ediyorum. Sen benim mutluluğum, hayatımın en güzel varlığısın. Yüzünde gülümseme yüreğinde sevgi hiç eksik olmasın.
Sevgili yavrum; umarım hayatın boyunca sevgiyle karşılanır, şefkatle kucaklanırsın.
                                                                                                                                             Seni çok Seven Annen
Devamını oku »

GÜNEY DOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Güney Doğu Anadolu Bölgesinde Bulunan İller ve İlçeleri:

Adıyaman ilinin ilçeleri: Besni, Çelikhan, Gerger, Gölbaşı/Adıyaman, Kahta, Samsat, Sincik, Tut
Batman ilinin ilçeleri: Beşiri, Gercüş, Hasankeyf, Kozluk, Sason
Diyarbakır ilinin ilçeleri: Bağlar, Bismil, Çermik, Çınar, Çüngüş, Dicle, Eğil, Ergani, Hani, Hazro, Kayapınar, Kocaköy, Kulp, Lice, Silvan, Sur, Yenişehir/Diyarbakır
Gaziantep ilinin ilçeleri: Araban, İslahiye, Karkamış, Nizip, Nurdağı, Oğuzeli, Şahinbey, Şehitkamil, Yavuzeli
Kilis ilinin ilçeleri: Elbeyli, Musabeyli, Polateli
Mardin ilinin ilçeleri: Artuklu, Dargeçit, Derik, Kızıltepe, Mazıdağı, Midyat, Nusaybin, Ömerli, Savur, Yeşilli
Siirt ilinin ilçeleri: Baykan, Eruh, Kurtalan, Pervari, Şirvan, Tillo
Şanlıurfa ilinin ilçeleri: Akçakale, Birecik, Bozova, Ceylanpınar, Eyyübiye, Halfeti, Haliliye, Harran, Hilvan, Karaköprü, Siverek, Suruç, Viranşehir
Şırnak ilinin ilçeleri: Beytüşşebap, Cizre, Güçlükonak, İdil, Silopi, Uludere

Devamını oku »

AK DENİZ BÖLGESİ

Ak Deniz Bölgesinde Bulunan İller ve İlçeleri:

Adana ilinin ilçeleri: Aladağ, Ceyhan, Çukurova, Feke, İmamoğlu, Karaisalı, Karataş, Kozan, Pozantı, Saimbeyli, Sarıçam, Seyhan, Tufanbeyli, Yumurtalık, Yüreğir
Antalya ilinin ilçeleri: Akseki, Aksu/Antalya, Alanya, Demre, Döşemealtı, Elmalı, Finike, Gazipaşa, Gündoğmuş, İbradı, Kaş, Kemer/Antalya, Kepez, Konyaaltı, Korkuteli, Kumluca, Manavgat, Muratpaşa, Serik
Burdur ilinin ilçeleri: Ağlasun, Altınyayla, Bucak, Çavdır, Çeltikçi, Gölhisar, Karamanlı, Kemer/Burdur, Tefenni, Yeşilova
Hatay ilinin ilçeleri: Altınözü, Antakya, Arsuz, Belen, Defne, Dörtyol, Erzin, Hassa, İskenderun, Kırıkhan, Kumlu, Payas, Reyhanlı, Samandağ, Yayladağı
Isparta ilinin ilçeleri: Aksu/Isparta, Atabey, Eğirdir, Gelendost, Gönen/Isparta, Keçiborlu, Senirkent, Sütçüler, Şarkikaraağaç, Uluborlu, Yalvaç, Yenişarbademli
Kahramanmaraş ilinin ilçeleri: Afşin, Andırın, Çağlıyancerit, Dulkadiroğlu, Ekinözü, Elbistan, Göksun, Nurhak, Onikişubat, Pazarcık, Türkoğlu
Mersin ilinin ilçeleri: Akdeniz, Anamur, Aydıncık/Mersin, Bozyazı, Çamlıyayla, Erdemli, Gülnar, Mezitli, Mut, Silifke, Tarsus, Toroslar, Yenişehir/Mersin
Osmaniye ilinin ilçeleri: Bahçe, Düziçi, Hasanbeyli, Kadirli, Sumbas, Toprakkale
Devamını oku »

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Doğu Anadolu Bölgesinde Bulunan İller ve İlçeleri:

Ağrı ilinin ilçeleri: Diyadin, Doğubayazıt, Eleşkirt, Hamur, Patnos, Taşlıçay, Tutak
Ardahan ilinin ilçeleri: Çıldır, Damal, Göle, Hanak, Posof
Bingöl ilinin ilçeleri: Adaklı, Genç, Karlıova, Kiğı, Solhan, Yayladere, Yedisu
Bitlis ilinin ilçeleri: Adilcevaz, Ahlat, Güroymak, Hizan, Mutki, Tatvan
Elazığ ilinin ilçeleri: Ağın, Alacakaya, Arıcak, Baskil, Karakoçan, Keban, Kovancılar, Maden, Palu, Sivrice
Erzincan ilinin ilçeleri: Çayırlı, İliç, Kemah, Kemaliye, Otlukbeli, Refahiye, Tercan, Üzümlü
Erzurum ilinin ilçeleri: Aşkale, Aziziye, Çat, Hınıs, Horasan, İspir, Karaçoban, Karayazı, Köprüköy, Narman, Oltu, Olur, Palandöken, Pasinler, Pazaryolu, Şenkaya, Tekman, Tortum, Uzundere, Yakutiye
Hakkari ilinin ilçeleri: Çukurca, Şemdinli, Yüksekova
Iğdır ilinin ilçeleri: Aralık, Karakoyunlu, Tuzluca
Kars ilinin ilçeleri: Akyaka, Arpaçay, Digor, Kağızman, Sarıkamış, Selim, Susuz
Malatya ilinin ilçeleri: Akçadağ, Arapgir, Arguvan, Battalgazi, Darende, Doğanşehir, Doğanyol, Hekimhan, Kale/Malatya, Kuluncak, Pütürge, Yazıhan, Yeşilyurt/Malatya
Muş ilinin ilçeleri: Bulanık, Hasköy, Korkut, Malazgirt, Varto
Tunceli ilinin ilçeleri: Çemişgezek, Hozat, Mazgirt, Nazımiye, Ovacık/Tunceli, Pertek, Pülümür
Van ilinin ilçeleri: Bahçesaray, Başkale, Çaldıran, Çatak, Edremit/Van, Erciş, Gevaş, Gürpınar, İpekyolu, Muradiye, Özalp, Saray/Van, Tuşba
Devamını oku »

İÇ ANADOLU BÖLGESİ

İç Anadolu Bölgesinde Bulunan İller ve İlçeleri:

Aksaray ilinin ilçeleri: Ağaçören, Eskil, Gülağaç, Güzelyurt, Ortaköy, Sarıyahşi
Ankara ilinin ilçeleri: Akyurt, Altındağ, Ayaş, Bala, Beypazarı, Çamlıdere, Çankaya, Çubuk, Elmadağ, Etimesgut, Evren, Gölbaşı/Ankara, Güdül, Haymana, Kalecik, Kazan, Keçiören, Kızılcahamam, Mamak, Nallıhan, Polatlı, Pursaklar, Sincan, Şereflikoçhisar, Yenimahalle
Çankırı ilinin ilçeleri: Atkaracalar, Bayramören, Çerkeş, Eldivan, Ilgaz, Kızılırmak, Korgun, Kurşunlu, Orta, Şabanözü, Yapraklı
Eskişehir ilinin ilçeleri: Alpu, Beylikova, Çifteler, Günyüzü, Han, İnönü, Mahmudiye, Mihalgazi, Mihalıççık, Odunpazarı, Sarıcakaya, Seyitgazi, Sivrihisar, Tepebaşı
Karaman ilinin ilçeleri: Ayrancı, Başyayla, Ermenek, Kazımkarabekir, Sarıveliler
Kayseri ilinin ilçeleri: Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Kocasinan, Melikgazi, Özvatan, Pınarbaşı/Kayseri, Sarıoğlan, Sarız, Talas, Tomarza, Yahyalı, Yeşilhisar
Kırıkkale ilinin ilçeleri: Bahşili, Balışeyh, Çelebi, Delice, Karakeçili, Keskin, Sulakyurt, Yahşihan
Kırşehir ilinin ilçeleri: Akçakent, Akpınar, Boztepe, Çiçekdağı, Kaman, Mucur
Konya ilinin ilçeleri: Ahırlı, Akören, Akşehir, Altınekin, Beyşehir, Bozkır, Cihanbeyli, Çeltik, Çumra, Derbent, Derebucak, Doğanhisar, Emirgazi, Ereğli/Konya, Güneysınır, Hadim, Halkapınar, Hüyük, Ilgın, Kadınhanı, Karapınar, Karatay, Kulu, Meram, Sarayönü, Selçuklu, Seydişehir, Taşkent, Tuzlukçu, Yalıhüyük, Yunak
Nevşehir ilinin ilçeleri: Acıgöl, Avanos, Derinkuyu, Gülşehir, Hacıbektaş, Kozaklı, Ürgüp
Niğde ilinin ilçeleri: Altunhisar, Bor, Çamardı, Çiftlik, Ulukışla
Sivas ilinin ilçeleri: Akıncılar, Altınyayla/Sivas, Divriği, Doğanşar, Gemerek, Gölova, Gürün, Hafik, İmranlı, Kangal, Koyulhisar, Suşehri, Şarkışla, Ulaş, Yıldızeli, Zara
Yozgat ilinin ilçeleri: Akdağmadeni, Aydıncık, Boğazlıyan, Çandır, Çayıralan, Çekerek, Kadışehri, Saraykent, Sarıkaya, Sorgun, Şefaatli, Yenifakılı, Yerköy
Devamını oku »

EGE BÖLGESİ

Ege Bölgesinde Bulunan İller Ve İlçeleri:

Afyonkarahisar ilinin ilçeleri: Başmakçı, Bayat/Afyonkarahisar, Bolvadin, Çay, Çobanlar, Dazkırı, Dinar, Emirdağ, Evciler, Hocalar, İhsaniye, İscehisar, Kızılören, Sandıklı, Sinanpaşa, Sultandağı, Şuhut
 Aydın ilinin ilçeleri: Bozdoğan, Buharkent, Çine, Didim, Efeler, Germencik, İncirliova, Karacasu, Karpuzlu, Koçarlı, Köşk, Kuşadası, Kuyucak, Nazilli, Söke, Sultanhisar, Yenipazar/Aydın
Denizli ilinin ilçeleri: Acıpayam, Babadağ, Baklan, Bekilli, Beyağaç, Bozkurt/Denizli, Buldan, Çal, Çameli, Çardak, Çivril, Güney, Honaz, Kale/Denizli, Merkezefendi, Pamukkale, Sarayköy, Serinhisar, Tavas
İzmir ilinin ilçeleri: Aliağa, Balçova, Bayındır, Bayraklı, Bergama, Beydağ, Bornova, Buca, Çeşme, Çiğli, Dikili, Foça, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karaburun, Karşıyaka, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Konak, Menderes, Menemen, Narlıdere, Ödemiş, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı, Urla
Kütahya ilinin ilçeleri: Altıntaş, Aslanapa, Çavdarhisar, Domaniç, Dumlupınar, Emet, Gediz, Hisarcık, Pazarlar, Simav, Şaphane, Tavşanlı
Manisa ilinin ilçeleri: Ahmetli, Akhisar, Alaşehir, Demirci, Gölmarmara, Gördes, Kırkağaç, Köprübaşı, Kula, Salihli, Sarıgöl, Saruhanlı, Selendi, Soma, Şehzadeler, Turgutlu, Yunusemre
Muğla ilinin ilçeleri: Bodrum, Dalaman, Datça, Fethiye, Kavaklıdere, Köyceğiz, Marmaris, Menteşe, Milas, Ortaca, Seydikemer, Ula, Yatağan
Uşak ilinin ilçeleri: Banaz, Eşme, Karahallı, Sivaslı, Ulubey/Uşak
Devamını oku »

MARMARA BÖLGESİ

Marmara Bölgesinde Bulunan İller Ve İlçeleri:

Balıkesir ilinin ilçeleri: Altıeylül, Ayvalık, Balya, Bandırma, Bigadiç, Burhaniye, Dursunbey, Edremit/Balıkesir, Erdek, Gömeç, Gönen/Balıkesir, Havran, İvrindi, Karesi, Kepsut, Manyas, Marmara, Savaştepe, Sındırgı, Susurluk
 Bilecik ilinin ilçeleri: Bozüyük, Gölpazarı, İnhisar, Osmaneli, Pazaryeri, Söğüt, Yenipazar/Bilecik
Bursa ilinin ilçeleri: Büyükorhan, Gemlik, Gürsu, Harmancık, İnegöl, İznik, Karacabey, Keles, Kestel, Mudanya, Mustafakemalpaşa, Nilüfer, Orhaneli, Orhangazi, Osmangazi, Yenişehir/Bursa, Yıldırım
Çanakkale ilinin ilçeleri: Ayvacık/Çanakkale, Bayramiç, Biga, Bozcaada, Çan, Eceabat, Ezine, Gelibolu, Gökçeada, Lapseki, Yenice/Çanakkale
Düzce ilinin ilçeleri: Akçakoca, Cumayeri, Çilimli, Gölyaka, Gümüşova, Kaynaşlı, Yığılca
Edirne ilinin ilçeleri: Enez, Havsa, İpsala, Keşan, Lalapaşa, Meriç, Süloğlu, Uzunköprü
İstanbul ilinin ilçeleri: Adalar, Arnavutköy, Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Esenyurt, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Sultanbeyli, Sultangazi, Şile, Şişli, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar, Zeytinburnu
Kırklareli ilinin ilçeleri: Babaeski, Demirköy, Kofçaz, Lüleburgaz, Pehlivanköy, Pınarhisar, Vize
Kocaeli ilinin ilçeleri: Başiskele, Çayırova, Darıca, Derince, Dilovası, Gebze, Gölcük, İzmit, Kandıra, Karamürsel, Kartepe, Körfez
Sakarya ilinin ilçeleri: Adapazarı, Akyazı, Arifiye, Erenler, Ferizli, Geyve, Hendek, Karapürçek, Karasu, Kaynarca, Kocaali, Pamukova, Sapanca, Serdivan, Söğütlü, Taraklı
Tekirdağ ilinin ilçeleri: Çerkezköy, Çorlu, Ergene, Hayrabolu, Kapaklı, Malkara, Marmaraereğlisi, Muratlı, Saray/Tekirdağ, Süleymanpaşa, Şarköy
Yalova ilinin ilçeleri: Altınova, Armutlu, Çınarcık, Çiftlikköy, Termal
Devamını oku »

KARADENİZ BÖLGESİ

Kara Deniz Bölgesinde Bulunan İller Ve İlçeleri:

Amasya ilinin ilçeleri: Göynücek, Gümüşhacıköy, Hamamözü, Merzifon, Suluova, Taşova

Artvin ilinin ilçeleri: Ardanuç, Arhavi, Borçka, Hopa, Murgul, Şavşat, Yusufeli

Bartın ilinin ilçeleri: Amasra, Kurucaşile, Ulus

Bayburt ilinin ilçeleri: Aydıntepe, Demirözü

Bolu ilinin ilçeleri: Dörtdivan, Gerede, Göynük, Kıbrısçık, Mengen, Mudurnu, Seben, Yeniçağa

Çorum ilinin ilçeleri: Alaca, Bayat/Çorum, Boğazkale, Dodurga, İskilip, Kargı, Lâçin, Mecitözü, Oğuzlar, Ortaköy/Çorum, Osmancık, Sungurlu, Uğurludağ

Giresun ilinin ilçeleri: Alucra, Bulancak, Çamoluk, Çanakçı, Dereli, Doğankent, Espiye, Eynesil, Görele, Güce, Keşap, Piraziz, Şebinkarahisar, Tirebolu, Yağlıdere

Gümüşhane ilinin ilçeleri: Kelkit, Köse, Kürtün, Şiran, Torul

Karabük ilinin ilçeleri: Eflani, Eskipazar, Ovacık/Karabük, Safranbolu, Yenice/Karabük

Kastamonu ilinin ilçeleri: Abana, Ağlı, Araç, Azdavay, Bozkurt/Kastamonu, Cide, Çatalzeytin, Daday, Devrekâni, Doğanyurt, Hanönü, İhsangazi, İnebolu, Küre, Pınarbaşı/Kastamonu, Seydiler, Şenpazar, Taşköprü, Tosya

Ordu ilinin ilçeleri: Akkuş, Altınordu, Aybastı, Çamaş, Çatalpınar, Çaybaşı, Fatsa, Gölköy, Gülyalı, Gürgentepe, İkizce, Kabadüz, Kabataş, Korgan, Kumru, Mesudiye, Perşembe, Ulubey/Ordu, Ünye

Rize ilinin ilçeleri: Ardeşen, Çamlıhemşin, Çayeli, Derepazarı, Fındıklı, Güneysu, Hemşin, İkizdere, İyidere, Kalkandere, Pazar/Rize

Samsun ilinin ilçeleri: Alaçam, Asarcık, Atakum, Ayvacık/Samsun, Bafra, Canik, Çarşamba, Havza, İlkadım, Kavak, Lâdik, Ondokuzmayıs, Salıpazarı, Tekkeköy, Terme, Vezirköprü, Yakakent

Sinop ilinin ilçeleri: Ayancık, Boyabat, Dikmen, Durağan, Erfelek, Gerze, Saraydüzü, Türkeli

Tokat ilinin ilçeleri:  Almus, Artova, Başçiftlik, Erbaa, Niksar, Pazar/Tokat, Reşadiye, Sulusaray, Turhal, Yeşilyurt/Tokat, Zile

Trabzon ilinin ilçeleri: Akçaabat, Araklı, Arsin, Beşikdüzü, Çarşıbaşı, Çaykara, Dernekpazarı, Düzköy, Hayrat, Köprübaşı/Trabzon, Maçka, Of, Ortahisar, Sürmene, Şalpazarı, Tonya, Vakfıkebir, Yomra
Zonguldak ilinin İlçeleri: Alaplı, Çaycuma, Devrek, Ereğli/Zonguldak, Gökçebey, Kilimli, Kozlu
Devamını oku »

Türkiyenin Bölgeleri ve Özellikleri



Türkiye 7 Bölgeden oluşur.
  1. Karadeniz Bölgesi
  2. Marmara Bölgesi
  3. Ege Bölgesi
  4. Akdeniz Bölgesi
  5. İç Anadolu Bölgesi
  6. Doğu Anadolu Bölgesi
  7. Güney Doğu Anadolu Bölgesi
Devamını oku »

Doğal Afetler Nelerdir? Doğal Afetlerden Korunma Yolları Nelerdir?


Doğal Afet Nedir?

Doğal afet çok kısa sürede meydana gelen, can ve mal kayıplarına yol açan ve başladıktan sonra insanlar tarafından durdurulamayan doğal olaylara denir. Başka bir deyişle can ve mal kaybına neden olan doğal olaylardır. Doğal Afetlerin özellikleri ise;
  1. Doğal olması (kendiliğinden meydana gelmesi)
  2. Çok kısa sürede meydana gelmesi,
  3. Can ve mal kaybına neden olması,
  4. Başladıktan sonra insanlar tarafından engellenememesidir.
Doğal Afetler Nelerdir?
Doğal afetler Jeolojik doğal afetler ve meteorolojik doğal afetler olmak üzere ikiye ayrılır.

Jeolojik Doğal Afetler:

Deprem Nedir :Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeni ile ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayıdır. Deprem yer yüzünün sarsılması olayıdır.
Depremin Etkileri:
  1.  Depremin şiddeti arttıkça can ve mal kayıplarına neden olmaktadır.
  2. Ülke ekonomisine zarar verir.
  3. İnsanları sakat kalmalarına ve yaşam kalitelerinin düşmesine neden olur.
  4. Enerji kayıplarına neden olur.
  5. İnsanları ruh ve beden sağlığını bozar.
 Deprem önlemez bir doğal afet olduğundan depremin zararlarını azaltıcı önlemler almalıyız. Depremin zararlarını azaltmak için alınabilecek önlemler nelerdir:
  1. Evlerin sağlam zeminler üzerine yapılması ve binaların çok fazla katlı olmamasına dikkat edilmeli ve bina yapımında şiddetli depremlere dayanıklı malzemeler kullanılmalıdır. Depreme dayanıksız binalar yıkılmalı yada güçlendirilmelidir.
  2. Deprem için ilk yardım çantası hazırlanarak hazır olarak bekletilmesi gerekmektedir. İlk yardım çantasında el feneri, düdük, su, pilli radyo, kuru besinler, battaniye  gibi malzemeler bulunmalıdır.
  3. Deprem tatbikatları yapılmalıdır.
  4. Halk deprem konusunda eğitimlerle bilinçlendirilmelidir.
  5. Evlerimizdeki devrildiğinde insanlara zarar verebilecek hareketli eşyalar sabitlenmelidir.
  6. Aile bireylerinin yaşadıkları binanın çıkış yollarını ve evin elektrik sigortasının nerede bulunduğunu bilmeleri gerekmektedir.
Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına "Sismoloji" denir. İstanbul Kandilli Rasathanesi Türkiye depremlerini araştırma ve bilgi merkezidir.

Heyelan (Toprak Kayması) Nedir: Heyelan yada toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru hareketidir.  Heyelana yağmur suları, eriyen kar sularının etkisiyle eğimli yerlerde bulunan toprağın ve bitki örtüsünün kayması şeklinde gerçekleşir.
Heyelanın Nedenleri:
  1. Ormanların yok edilmesi,
  2. Şiddetli yağışlar, eğimli araziler, depremler,
  3. Yol yapım çalışmalarıdır.
 Heyelandan korunmak ve zararını en aza indirebilmek için:
  1. Eğimli araziler ağaçlandırılmalı,
  2. Destek duvarları örülmeli,
  3. Heyelan tehlikesi olan yerlerde binalar yapılmamalıdır.
Erozyon Nedir: verimli topraklarımız sel suları ve akarsular gibi çeşitli oluşumlarla aşınarak yok olmaktadır. Bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu su ve rüzgarın etkisiyle toprağın aşınması ve taşınması olayına erozyon denir.
Erozyona neden olan sebepler:
  1. Aşırı eğim yönünde sürülmesi ve aşır işlenmesi,
  2. Bitki örtüsünün yok edilmesi,
  3. Şiddetli yağışlar ve sert rüzgarlar.
Erozyondan korunmak için alınabilecek önlemler:
  1. Araziler enine sürülmeli,
  2. Yamaçlar ağaçlandırılmalı,
  3. Bitki örtüsü korunmalı,
  4. Ormanlarımızı korumalı ve ağaç dikimini teşvik etmeli.
  5. Erozyon ve zararları konusunda halk eğitmeli ve bilinçlendirilmelidir.
Yanardağ Patlaması: Yanardağ ya da volkan, magmanın (dünyanın iç tabakalarında bulunan, yüksek basınç ve yüksek sıcaklıkla erimiş kayalar), yer yuvarlağının yüzeyinden dışarı püskürerek çıktığı coğrafi yer şekilleridir. Yanardağların araştırıldığı bilim dalına "volkanoloji" (yanardağ bilimi) denir. Yanardağların olumsuz etkisinden kurtulmak için yerleşim yerlerinin uzak alanlarda kurulması gerekir.

Meteorolojik Doğal Afetler (Hava Olayları):

Sel: Sel, bir bölgede toprağı belirli bir süre için tamamen veya kısman su altında bırakan; ani, büyük ve düzensiz su akıntılarına denir.  Hızlı ve çok miktarda yağan yağmur suları ile çok hızlı eriyen kar sularının yüzey akışına geçmesi ile yol açtığı doğal olaylara sel baskını denir.
Sel baskınlarından korunmak için:
  1. Yerleşim yerleri akarsu yataklarından uzak ve hafif yamaç yerlerde kurulmalı,
  2. Barajlar yapılmalı,
  3. Fazla suyun atılması için alt yapı çalışması yapılmalıdır.
Çığ: Dağların yüksek yerlerindeki kar kütlesinin çeşitli nedenlerle kopup yuvarlanması, yuvarlandıkça büyümesi sonucu dev kütleler oluşturarak aşağı doğru inmesine çığ denir. Çığ genellikle bitki örtüsünden yoksun ve kar yağışının aşırı olduğu bölgelerde ve yüksek ses titreşimi sonucunda meydana gelir.
Çığdan korunmak için:
  1. Çığ tehlikesi olabilecek yerlerde yerleşim birimleri kurulmamalı,
  2. Yamaçlar ağaçlandırılmalı, bitki örtüsü korunmalı,
  3. Çığ tehlikesi olan yerlerde destek duvarları örülmelidir.
Fırtına: Hızlı esen rüzgarlar kendi kuvvetinin yanında çevresini de etkiler. Öncelikle estiği denizde veya okyanusta suları kabartarak büyük dalgalar oluşturur. Karada ağaçları kökünden sökebilir, evlerin çatılarını uçurabilir.

Hortum: Hortum kümülüs bulutları ile bağlantılı olarak silindir şeklinde dönerek gezen bir rüzgar türüdür. Hortum bulutlardan yere kadar uzanır ve büyük yıkıcı güce sahip olan bir doğa felaketidir.

Kuraklık: Bir bölgede nem miktarının geçici dengesizliğinden kaynaklanan su kıtlığına kuraklık denir. Doğal bir iklim olayı olup her hangi bir zamanda ve yerde meydana gelebilir. Kuraklık genellikle yavaş gelişir ve sıklıkla uzun bir dönemi kapsar. Kuraklığın hüküm sürdüğü yerlerde bitkiler ve hayvanlar olumsuz etkilenir.

Orman Yangınları: Orman yangını doğal yada insani kaynaklı sebeplerle ortaya çıkarak ormanların kısmen veya tamamen yanmasıdır. Yıldırım düşmesi, yanardağ patlaması, yüksek sıcaklık gibi doğal sebeplerle çıkan yangınlar ile sigara, tarımsal ürünler nedenli çakan insan kaynaklı orman yangınları vardır. Orman yangınlarının başlıca sonucu iklim değişikliği ve kuraklıktır.

İnsan Kökenli Afetler Nelerdir?
  1. Yangınlar,
  2. Hava, su ve çevre kirliliği
  3. Ulaşım kazalarıdır.  
Doğal Afetlerin Zararları Nelerdir?
  • Can ve mal kaybına neden olur.
  • Hastalık, sakatlıklar gibi sağlık problemleri oluşturarak insanların yaşam kalitesini düşürür.
  • Eğitim-Öğretim alanında aksamalara neden olur.
  • İnsanların temel ihtiyaçlarını (beslenme, barınma gibi) karşılamasında aksaklıklara neden olur.
  • Yine insanların temel ihtiyaçları sayılabilecek elektrik, su, haberleşme ve ulaşım gibi alanlarda aksamalara neden olur.
Doğal Afetlerin Sonuçları Nelerdir?
  1. Şok tesiri yaparlar,
  2. Ölüm, sakatlık, öksüz/yetim kalma gibi sonuçlar doğurur,
  3. Bulaşıcı ve salgın hastalıkların çıkmasına neden olur
  4. Bölgenin ekonomik yapısını olumsuz yönde etkilerler,
  5. Çeşitli güç ve genişlikte olurlar ve alt yapıyı bozarlar,
  6. Devletin yaptığı yatırım planlarını geciktirir.
Doğal Afetlerin Zararını Azaltmak için Yapılması Gerekenler Nelerdir?
  1. Doğal afetlerin zararlarını en aza indirebilmek için öncelikle hangi bölgede hangi doğal afetlerin yaşanabileceği araştırılmalı ve o bölgede olası muhtemel doğal afete karşı tedbirler alınmalı, bölge halkı bilgilendirilmeli ve eğitilmelidir.
  2. Tatbikatlar yapılmalıdır.
  3. Çok dik yamaçlarda heyelan tehlikesi daha fazla olduğundan ağaçlandırma çalışması yapılması, bitki örtüsünün korunması,  destek duvarlarının örülmesi, yollarda güvenlik tedbirleri alınması, yamaçların eğimlerinin azaltılması, çok sık heyelan meydana geliyor ise o bölgede yaşayan insanların daha güvenli yerlere nakledilmesi gerekmektedir.
  4. Dere yataklarına, çığ ve heyelan olabilecek yerlere binaların yapılmaması ve yapılan binaların depreme dayanıklı ve çevreyle uyumlu olması gerekmektedir.
  5. Afet ve Acil Durum Müdürlükleri tarafından her türlü afete karşı eğitimler verilmeli, afiş, broşür, kitapçık vs. basılarak dağıtılmalı ve toplum bilinçlendirilmelidir.

Doğal Afetlerin Toplum Hayatına Etkileri Nelerdir?
  1. Önemli ölçüde mal ve can kayıplarına yol açarlar.
  2. Afetler bölge ve ülke ekonomisine zarar verir.
  3. İnsanlar üzerinde sosyal ve psikolojik açıdan olumsuz etkiler bırakır.
Doğal Afetlerin Zararını Arttıran İnsan Faaliyetleri Nelerdir?
  1. İnsanların plansız ve dikkatsizliğinin neden olduğu nükleer patlamalar kısa sürede büyük alanları etkisi altına alır ve zararı yıllarca sürer.
  2. Ormanlar insanlar tarafından bilinçsizce yok edilerek çok sayıda afete neden olmaktadır. Bunların başında koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın erozyona uğraması, verimli arazilerin yok olması gibi sonuçlar doğurması,
  3. Ormanların kesilmesi sonucunda çıplak kalan eğimli bölgelerde toprak kayması meydana gelir. Bunun sonucu olarak  yolların kapanarak ulaşımın engellenmesi, yerleşim yerlerinin harap olması, can ve mal kayıplarına neden olması sayılabilir.
  4. İnsanlar tarafından fazla, plansız ve denetimsiz bir şekilde çıkarılan kömür ise yer yüzeyinde çökmelere ve grizu patlamasına neden olmaktadır.
  5. Yine insanlar tarafından oluşturulan çöplüklerin patlaması ve yangınlar da büyük zararlara yol açmaktadır.
Devamını oku »

Atatürk'ün Bilimle İlgili Sözleri Nelerdir?

 
  • Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. (Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fen dir. İlim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir.
  • Bilim gerçeği bilmektir.
  • Bilim ve fen neredeyse oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız.
  • Bizim akıl, mantık, zeka ile hareket etmemiz en belirgin özelliğimizdir. Bütün hayatımızı dolduran olaylar bunun delilidir.
  • Akı ve mantığın çözümleyemeyeceği mesele yoktur.
  • İli tercüme ile olmaz, inceleme ile olur.
  • İlim ve Fen'in dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilimin ve fen in yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemelerini zamanında takip etmek şarttır.
  • Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir.
  • İnsanların hayatına, faaliyetine egemen olan kuvvet, yaratma icat yeteneğidir.
  • Dünyadaki her şey için medeniyet için hayat için en gerçek yol gösterici bilimdir.
  • Taassup cahilliğe dayanır. Bundan dolayı taassubu olan cahildir. İlim mutlaka cahilliği yener. O halde halkı aydınlatmak lazımdır.
  • İtiraf ederim ki, düşmanlarımız çok çalışıyor. Biz de onlardan daha çok çalışmaya mecburuz. Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü medeni buluşlardan azami derecede yararlanmak zorunludur.
Devamını oku »

Leonardo Da Vinci, Mimar Sinan, Galileo Galilei

Leonardo Da Vinci


Tam Adı: Leonardo di Ser Piero Da Vinci
Doğum: 15 Nisan 1452 - İtalya' da
Ölüm : 2 Mayıs 1519 (67 yaşında) - Fransa'da
Uyruk: İtalyan
Alanı: Sanat ve Bilimin çeşitli dalları
Katıldığı Akımlar: Yüksek Rönesans
Ünlü Yapıtları: Mona Lisa, Son Akşam Yemeği, Vitruvius Adamı




Mimar Sinan


Doğum: 29 Mayıs 1489 Ağırnas'ta
Ölüm : 17 Temmuz 1588 (99 yaşında) İstanbul'da
Vatandaşlık: Osmanlı İmparatorluğu
Mimarlık Tarzı: Osmanlı Mimarisi
Ünlü Yapıtları: Selimiye Camii, Süleymaniye Camii, İbrahim Paşa Sarayı





Galileo Galilei


Doğum: 15 Şubat 1564 - Pisa, İtalya
Ölüm: 8 Ocak 1642 (77 yaşında) Arcetri, İtalya
Milliyeti: İtalyan
Dalı: Gökbilimi, Fizik ve Matematik
Öğrenimi: Pisa Üniversitesi
Çalıştığı Yerler: Pisa Üniversitesi,
Önemli Başarıları: Kinematik, Dinamik, Teleskop, Gün merkezlilik

Devamını oku »

Kavramlar

Bölge : Sınırları idari ekonomik birliğe, toprak iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerindeki insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası.

Bütçe : Devletin, bir kuruluş, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerin tümü.

Doğal Kaynak: İnsan eli değmeden kendiliğinden oluşmuş kaynaklar. Doğada oluşan kaynaklar (kömür, petrol vb)

Ekonomi: İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkiler bütünü

Ekonomik Faaliyet: Meslekleri gruplayan dallardan biri

Emek: Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü

Enerji: Maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde çıkan güç

Gelir: Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda belli yerlerden gelen para

Gider: Bir iş için harcanan paranın tümü, masraf

Girişimci: Üretim için bir işe girişen kalkışan kişi, müteşebbis

Göç: Bireylerin veya toplulukların bir yerden diğer yere taşınma işi

İhracat: Bir ülkenin ürettiği malları başka bir ülkeye satması

İsraf: Gereksiz harcama

İş Bölümü: Bir işi iki yada daha fazla kişi arasında bölme

İstek: Bir şeye duyulan arzu

İhtiyaç: Gereksinim

İşsizlik: İşsiz olma, iş bulamama durumu

İthalat: Başka bir ülkeden mal satın alma

Kaynak: Bir şeyin çıktığı yer

Meslek: Belli eğitim ile kazanılan sistemli, insanlara yararlı mal üretmek

Para: Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kağıt veya metalden ödeme aracı

Pazar: Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergilediği geçici yer

Tasarruf: Birikim, tutum

Ticaret: Ürün, mal alım satımı

Turizm: Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla yapılan gezi

Tüketim: Tüketme işi

Ulaşım: Bir yerden bir yere gidiş geliş

Üretim: Belirli işlemler sonucu yeni bir ürün meydana getirme

Ücret: İş gücünün karşılığı olan para veya mal

Ürün: Üretilen yararlı şey

Afet: tabiat olayları (sel, deprem, fırtına vb.)

Beşeri Ortam: İnsanların doğayı değiştirerek oluşturdukları ihtiyaçlarını karşılayan ortam

Bölge: Benzer nitelikleri olan arazi parçası, yer, kısım

Çevre: Bir şeyin yakını

Çevre Kirliliği: Biyolojik ve kimyasal atıkların çevrede oluşturduğu etki

Doğal Ortam: Kendiliğinden oluşmuş, insan eli değmemiş ortam

Kentleşme: Modernleşme (köy hayatından şehir hayatına geçme)

Nüfus: Bir ülkede veya şehirde yaşayan kişi sayısı

Yer: Bir şeyin konulduğu alan, kara parçası (mekan)

Yerleşme: Yer tutmak, bir yere girmek

Yön: Bir yere gitmek için izlenmesi gereken yol
Devamını oku »

İklim ve İnsan Faaliyetleri

Hava Olayı : Sıcaklık, yağış, rüzgar gibi oluşumlara hava olayları denir.
Hava Durumu : Bir yerde kısa bir süre için etkili olan hava olaylarına hava durumu denir.
İklim : Bir bölgede uzun süreli etkili olan karakteristik hava koşullarına iklim denir. İklim hava olaylarının uzun zamanlı (30-50 yıl) ortalamasıdır. İklim; konut tipini, tarımı, ulaşımı, giyinmeyi, hayvancılığı, turizmi, beslenmeyi ve bitki örtüsünü etkiler.

Ülkemizde neden 3 iklim görülür?

Ülkemizde farklı iklim çeşitlerinin görülmesine neden olan en önemli unsur özel koşullardır. Bunlar:
  • Türkiye'nin 3 tarafının denizlerle çevrili olması,
  • Kuzey ve Güney'deki sıra dağlarının kıyıya doğru paralel olarak uzanması,
  • Batıdan doğuya doğru yükseltinin artması,
  • Yer şekillerinin kısa mesafede çeşitlilik göstermesidir.
Doğada İnsanları Yerleşmek İçin Tercih Ettiği Yerlerin Genel Özellikleri Nelerdir?
  • Ilaman ve yağışlı iklimlerin görülmesi
  • Sanayi, ulaşım ve ticaretin gelişmiş olması
  • Geniş ve verimli ovalık alanların bulunması
  • Zengin yeraltı kaynaklarına sahip olmasıdır.
Türkiye'nin Yedi Coğrafi Bölgeye Ayrılmasında Göz Önünde Bulundurulan Özellikler Nelerdir?
  • Nüfus özellikleri
  • Ekonomik faaliyetler
  • Yeryüzü şekilleri
  • İklim
  • Bitki örtüsüdür.
Devamını oku »

Yeryüzünde Yaşam

Taş Devri : İnsanların doğayla mücadele ederek doğaya hakim olmaya başladığı dönemdir.
Kabataş Devri : İnsanlık tarihinin en uzun dönemidir. İnsanlar taşı işlemeden (doğal haliyle) kullanıyorlardı.
Yontma Taş Devri: Taş, ağaç ve kemik yontulurdu. İnsanlar avcılık ve toplayıcılıkla geçimini sağlardı. Dönemin sonlarına doğru ateşi buldular. Bu dönemin karakteristik buluntuları Karain ve Beldibi Mağaralarında (Antalya) bulunan ilkel el baltalarıdır.
Cilalı Taş Devri: Tarımsal faaliyetlerin başlaması ile yerleşik yaşam tarzı benimsendi. İnsan üretici duruma geçti. Ticarette takas usulü uygulandı ve hayvanlar evcilleştirildi. Tekerlek ilk kez bu dönemde kullanıldı. Bu döneme ait kalıntılar Çayönü (Diyarbakır), Çatalhöyük (Konya)'da bulundu.
Maden Devri:
Bakır Devri: Altın, bakır ve gümüş işlemeciliği vardı. Daha çok bulunmasından dolayı en çok bakır işlenirdi.
Tunç Devri: Bakır ve kalayın karışımından elde edilen tunç sağlamlığı nedeniyle bakırdan çok kullanılmaya başlanıldı. Bu dönemde ilk şehir devletleri kuruldu ve yazı Anadolu'ya geldi.
Demir Devri: Yerleşim alanlarının genişlediği ve mimarinin geliştiği bu dönemde genel hammadde demirdir.
Tarih Devirleri: Yazının icadından günümüze kadar ki dönemdir.
İlk Çağ : Yazının icadı (M.Ö. 35 00) Kavimler Göçü (M.S.375)
Orta Çağ : Kavimler Göçü (M.S. 375) İstanbul'un Fethi (1453)
Yeni Çağ : İstanbul'un Fethi (1453) Fransız İhtilali (1789)
Yakın Çağ : Fransız İhtilali (1789) Günümüz....

Devamını oku »

Anadolu'da Kurulan Uygarlıklar

Hititler
Başkenti Hattuşaş (Çorum-Boğazköy)
Kral aynı zamanda başrahip, başkomutan ve baş yargıç tı.
Kraldan sonra en yetkili kişi Tavananna adı verilen kraliçedir.
Tarihte bilinen ilk meclisi kurdular. (pankuş meclisi)
Hitit ülkesine aynı zamanda "Bin Tanrı İli" de denmekteydi.
Tanrılarına hesap vermek amacıyla yaşadıkları olayları "Anal" adı yıllıklara kaydediyorlardı.
Çivi yazısı ve hiyeroglif kullandılar.
Tarihteki ilk yazılı antlaşma olan "Kadeş Antlaşması" nı yaptılar.

Firigler
Başkenti Gordion (Ankara)
Krallarına Midas unvanı verdiler.
Tarım ve hayvancılık faaliyetlerini korumak için sert kanunlar yaptılar.
Fibula denilen çengelli iğneyi icat ettiler.
Tapates adı verilen kilimleri çok ünlüdür.
En önemli tanrıları Bereket ve Toprak Tanrıçası olan Kibele'dir
Tümülüs yaptılar.

Lidyalılar
Gediz ve Menderes ırmakları arasında kuruldu.
Başkenti Sard (Manisa)' dır.
Efesten başlayıp Meozpotamya' ya kadar uzanan Kral Yolu'nu yaptılar.
Parayı icat ettiler.
Ücretli askerler çalıştırdılar.
Finike alfabesini kullandılar.

İyonlar
Efes, Milet, Foça ve İzmir'de şehir devletleri halinde yaşadılar.
Denizcilikle uğraştılar.
Tıpta Hipograt,
Tarihte Heredot,
Matematikte Pisagor ve Tales,
Felsefede Diyojen en tanınmış bilginleridir.
Efesteki Artemis Tapınağı dünyanın 7 harikasındandır.

Urartular
Başkenti Tuşba (Van)'dır.
Taş işçiliği ile uğraştılar.
Oda şeklinde mezarlar yaptılar.
Tarım, hayvancılık ve madenciliğe önem verdiler.
Van'da Van Kalesi, Erzincan'da Altıntepe günümüze kalan eserleridir.
Devamını oku »

Ülkemizde Cumhuriyetin İlanından Günümüze Kadar Görev Yapan Cumhurbaşkanları

Devamını oku »

Atatürk İlke ve İnkılapları Nelerdir?

29 Ekim 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından Cumhuriyet resmen ilan edilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulmuştur. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Atatürk ilke ve inkılapları da uygulamaya konulmuştur. Atatürk ilkeleri ile bu ilkeler doğrultusunda yapılan inkılapları elimizden geldiği kadar derleyip toparlayarak sizlere faydalı olmaya çalıştık.

Cumhuriyet, millet egemenliğine dayanan ve yöneticilerin belirli süreler için halk tarafından seçildiği idare şeklidir.
Cumhuriyet yönetiminde egemenlik, devleti yönetme  hakkı ve yetkisi millete ait olması hedeflenir. Cumhuriyetçilik ilkesi ile kişi hak ve özgürlükleri güvence altına alınmış, ülke, halkın seçtiği vekiller tarafından yönetilmeye başlanılmış, devlet anayasa ve yasalarla yönetilir hale gelmiştir. Cumhuriyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar:
  •  TBMM'nin açılması
  • Saltanatın Kaldırılması
  • Cumhuriyetin ilan edilmesi
  • Çok partili döneme geçişin denenmesi
  • Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasıdır.
  • Anayasanın kabul edilmesi (1921 ve 1924 anayasaları)

2-      Milliyetçilik
 
Millet aynı ülkede içerisinde yaşayan, aralarında dil, din, ırk, kültür gibi ortak değerleri olan insan topluluğudur.
Milliyetçilik ise milletini sevmek, milletin birlik ve beraberliğinin korunması, maddi ve manevi açıdan kalkınması için çalışmaktır. Milliyetçilik ilkesi Kurtuluş Savaşının kazanılmasında halk arasında dayanışmayı arttırarak milli mücadelenin kazanılmasında etkili olmuştur.
Milliyetçilik ilkesi ile ulusal birlik ve beraberliğin sağlanması ile ulusun bağımsızlığı amaçlanmıştır.  Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar:
  • Yeni Türk Alfabesi kabul edilmesi,
  • Türk Tarih Kurumu’nun kurulması,
  • İstiklal Marşının Kabulü,
  • Türk Dil Kurumu’nun kurulması,
  • Kapitülasyonların kaldırılması,
  • Kabotaj Kanunu’nun çıkarılmış,
  • Türk Parasını Koruma Kanunu’nun çıkarılmasıdır.
Atatürk milliyetçiliğinde, milli birlik ve beraberliği güçlendiren unsurlar ise; Milli Eğitim, Misak-ı Milli, Dil, tarih, kültür ve amaç birliği, Milli Kültür, Türklük şuur ve manevi değerlerdir.

3-      Halkçılık

Aynı ülkede yaşayan ve yaşadığı ülkeyi vatanı kabul eden insanların hepsine birden halk denir. Demokrasinin temelini Halkçılık ilkesi oluşturur. Çünkü bu ilke devletin sunduğu olanaklardan (dil, din, ırk, mezhep, cinsiyet farkı gözetmeksizin) herkesin eşit sayılmasını esas almıştır. Halkçılık ilkesi doğrultusunda yapılaninkılaplar;
  • Türk Medeni Kanunu kabul edilmesi,
  • Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi,
  • Aşar vergisinin kaldırılması,
  • Soyadı Kanunu çıkarılarak herkese bir soyadı verilmiş ve lakaplar (hoca, molla, efendi, hazret vs.) kaldırılması,
  • Kılık-kıyafet kanununun çıkarılmasıdır.
4- Devletçilik

Devletçilik ilkesi ile toplumunun, çağdaş uygarlık ve refah düzeyinin yükseltilmesi için devlet ile milletin işbirliği içinde çalışarak sosyal, kültürel ve ekonomik alanda ülke kalkınmasının sağlanması amaçlanmıştır. Devletçilikilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar;
  • Demir yolunun yaygınlaştırılması,
  • İzmir Ekonomi Kongresi’nin yapılması,
  • Birinci beş yıllık kalkınma planının yapılması,
  • Fabrika, yol ve hastanelerin yapılması,
  • Sümerbank ve Etibank’ın kurulması,
  • Ağır sanayi hamlelerinin yapılması,
  • Maden Tetkik Arama Enstitüsü kurulması (yer altı zenginliklerini araştırmak için)
  • Aşar vergisi kaldırılmasıdır.
5-      İnkılapçılık

İnkılapçılık işlevselliğini yitirmiş bütün kurum ve kuruluşların kaldırılarak yerine çağdaş ve ihtiyaçları karşılayacak düzeyde yenilerini kurmaktır. İnkılapçılık ilkesiyle ülkenin modern ve çağdaş bir yapı kazanması hedeflenmiştir.  İnkılapçılık ilkesi doğrultusundayapılan inkılaplar;
  • Eğitim ve kültürel alanlarda yapılan inkılaplar,
  • Sosyal ve siyasi alanlarda yapılan inkılaplar,
  • Ekonomik alanda yapılan inkılaplardır.
6-      Laiklik

Laiklik din ile devlet işlerinin bir birinden ayrılmasıdır. Laikliğin amacı din ve vicdan özgürlüğü sağlamak, dini ayrımcılığı engellemek, dini siyasi amaçlarla kullanılmasına engel olmak, tüm yurttaşlara din ve ibadet hürriyeti sağlamaktır. Laiklik ilkesidoğrultusunda yapılan inkılaplar;
  • Medeni Kanunun kabul edilmesi,
  • Medreselerin kapatılması,
  • Saltanat ve halifeliğin kaldırılması,
  • Tekke, zaviye ve türbeler kapatılması,
  • Tevhid-i Tedrisat Kanununun kabul edilmesi,
  • Anayasadan “Devletin dini İslam’ dır” maddesinin çıkarılmasıdır.
Atatürk İnkılapları Alanlarına Göre Örnekler :

Atatürk'un siyasi alandaki yenilikleri: Cumhuriyetin ilanı, TBMM'nin açılması, Saltanatın kaldırılması, Halifeliğin kaldırılması
Atatürk'ün toplumsal alandaki yenilikleri: Kılık kıyafet değişikliği, şapka devrimi,
Atatürk'ün hukuki alandaki yenilikleri: Türk Medeni Kanunu, Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi,
Atatürk'ün eğitim alanındaki yenilikleri: Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Türk Dil Kurumu,
Atatürk'ün ekonomik alandaki yenilikleri: Etibank, Sümerbank, Kabotaj Kanunu, MTA'nın kurulması

Devamını oku »

Temel Hak ve Özgürlüklerimiz Nelerdir?

Temel Haklar
Temel haklar insanın doğuştan sahip olduğu, insanın insanca yaşayabilmesi için gerekli olan haklardır. Bunlar;

  1. Yaşama Hakkı: En temel haktır. Hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz sınırlandırılamaz. Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
  2. Eğitim hakkı: Bütün insanlar eğitim-öğretim hakkına sahiptir. Kimse eğitim-öğretim görme hakkından mahrum bırakılamaz.
  3. Kişi dokunulmazlığı hakkı: Kişilerin beden hem ruh bütünlüğünü korumaya yöneliktir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz, insan hassasiyetiyle bağdaşmayan cezai bir muameleye tabi tutulamaz.
  4. Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı: Herkes sağlıklı bir çevrede yaşama ve sağlığını koruyacak tedbirler alma hakkına sahiptir.
  5. Özel  hayatın gizliliği hakkı: Herkes özel yaşamına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Kanunla belirlenen özel durumlar dışında hiç kimsenin evi, özel eşyaları aranamaz, haberleşme araçları dinlenemez.
  6. Seçme ve seçilme hakkı: Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız veya siyasi bir parti içinde siyasi faaliyetlerde bulunma ve oy kullanma hakkına sahipti.
  7. Konut dokunulmazlığı hakkı: Hiç kimsenin konutuna dokunulamaz. Yasayla yetkili kılınmış kurumların yazılı emirleri bulunmadıkça kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve eşyalarına el konulamaz.
  8. Dilekçe hakkı: Herkes şikâyetlerini ve isteklerini yetkili makamlara ve TBMM'ye iletme hakkına sahiptir.
  9. Çalışma hakkı: Herkes, insanlık onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmek için çalışabilme hakkına sahiptir.
Temel Özgürlükler
 İnsanların kişiliğini geliştirme ve insanca yaşayabilmesi için başkalarının haklarını ihlal etmeden özgürce yaşayabilmesini sağlayan haklardır. Bu haklar:  
  1. Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü: Bireylerin bilgi edinebilmesi, edindiği bilgiler sonucunda bir kanaat oluşturması, düşüncelerini ifade edebilmesi ve düşüncelerinden dolayı kınanmaması ve düşüncelerini yayabilmesidir.
  2. Din ve vicdan özgürlüğü: Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
  3.  Yerleşme ve seyahat etme  özgürlüğü: Herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
  4. Toplantı hak ve özgürlüğü: Kişilerin toplu olarak herhangi bir konudaki düşüncelerini halka açıklamak için toplantı düzenlemesi veya gösteri yürüyüşü yapmasıdır.
  5. Haberleşme özgürlüğü : Herkes haberleşme özgürlüğüne sahiptir. Kişinin bilgi ve izni bulunmaksızın telefonları dinlenemez, mektupları açılamaz ve okunamaz.
  6. Bilim sanat özgürlüğü: Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme hakkına sahiptir.
  7. Basın özgürlüğü: Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarlar tek başına veya toplu olarak açıklama hakkına ve yayma hakkına sahiptir.
Bu hak ve özgürlükler de  devlet tarafından anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. İnsanlar bu hak ve özgürlükleri kullanırken başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermemek için devletin belirlediği kanunlara uymak zorundadır.

  1. Doğumla başlar, ölümle biter.
  2. Evrenseldir. Dünya’nın her yerinde geçerlidir.
  3. Dokunulamaz, devredilemez ve vazgeçilemez özellikler taşırlar.
  4. Tamamı bir bütündür. Bir tanesi bile olmazsa veya kullanılmazsa diğerleri bir işe yaramaz.
  5. Yaşama hakkımızın dışındaki diğer tüm haklar sıkıyönetim, savaş, bulaşıcı hastalıklar, nüfus sayımları gibi insan hayatının söz konusu olduğu olağanüstü durumlarda sınırlandırılabilir. Normal durumlarda hakların sınırlandırılması asla söz konusu olamaz.
  6. Başkalarının hak ve özgürlüklerinin başladığı yerde bizim hak ve özgürlüklerimiz biter.
  7. Her devlet düzenlediği anayasa ve yasalarla İnsan haklarını güvence altına almak zorundadır.
  8. Bütün haklar uluslararası belgeler ve kuruluşlar tarafından da koruma altına alınırlar.
Eğitim Görevi: Devlet insanların haklarını bilmeleri ve korumaları konusunda bireylere gereken eğitimi vermek veya gerekli ortamı hazırlamak zorundadır.
Yasama Görevi: Devlet temel hak ve özgürlüklerin korunması ve sınırlarının belirlenmesi için gerekli kanunları yapmalıdır. Bu yetki TBMM'nindir.
Yürütme Görevi: Devletin vatandaşlara gereken hizmeti vermesi için gereken etkinlikleri yapmasıdır.
Yargı Görevi: Bireylerin birbirleri ile ve devlet ile olan sorunlarını çözmek yargının görevidir. Yargı görevi bağımsız mahkemelere aittir.
Devletin Kişi Özgürlüğüne İlişkin Görevleri: Temel haklar, devletler tarafından korunsun ya da korunmasın insanlar bu haklara sahiptir. Devletler bu hakları korumak için gerekli düzenlemeleri yapmalı gereken kanunları çıkarmalıdır. Temel hak ve özgürlüklerin korunması bilim sanat ve edebiyatın gelişmesi, toplumun refah ve mutluluğunun gelişmesi, devletin siyasi, askeri ve ekonomik gücünün artması için mutlaka korunmalıdır.


Hak Nedir: Kanunlarla korunan menfaatlerdir. Yasal, toplumsal veya ahlaki özgürlük veya yetkilerdir.
Özgürlük Nedir:  Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu ya da her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet.
Demokrasi Nedir:  Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimidir.
Eşitlik Nedir: Kanunlar yönünden insanlar arasında ayrım bulunmaması durumudur.
Aile Nedir: Toplumun esas yapısını meydana getiren en küçük bütün
Akrabalık Nedir: Kan bağı ve evlilik yolu ile bir birlerine bağlanan kimselerdir.
Cumhuriyet Nedir: Milletin egemenliğini belli sürelerde seçtiği milletvekilleri ile kullandığı yönetim biçimi
Din Nedir: İnsanları tanrıya inanış ve bağlanışı
Değer Nedir: Bir kimsenin veya bir şeyin taşıdığı yararlı nitelikler
Değişim ve Süreklilik Nedir: Yenilikleri takip etmek ve onlara uymak
Gelenek Nedir: Bir toplumda soydan gelen ruhsal ve kültür etmenlerinden her biri
Giyim Nedir: Giyilen eşyaların bütünü.
Kültür Nedir: Bir topluluğun manevi özelliğini oluşturan gelenek, fikir, yaşayış ve sanat varlıklarının bütünü.
Kültürel Öğe Nedir: Kültürle ilgili olan her şey.
Kronoloji Nedir: Olayların zaman ve tarihini inceleyen bilim.
Liderlik Nedir: Bir toplulukta kendine uyanlar, idare eden birey.
Laiklik Nedir: Din işlerinin devlet işlerinden ayrılması.
Milli Kültür Nedir: Milletlere ait kültür.
Saltanat Nedir: Bolluk, zenginlik, sultanlık.
Savaş Nedir: Devletlerin çeşitli amaçlarla birbirleriyle yaptıkları silahlı mücadele.
Sanat Nedir: Bir duygu ve düşünceyi anlatan yolların bütünü.
Vatan Nedir: Üzerinde yaşanılan toprak parçası.
Yer Nedir: Ayak basılan zemin 
Devamını oku »